Datça yarımadası, bir tarafı Ege, bir tarafı Akdeniz'e kıyısı olan Türkiye'nin en güzel yerlerinden biridir. Datça, sakin denizi, muhteşem doğası ve temiz havası ile Türkiye Mavi Yolculuk rotalarında yat kiralamanın en önemli duraklarından biridir. Aktur Kamp Plajı, Karaincir Plajı, Hospitalaltic Plajı, Periliköşk Plajı ve Billurkent Plajı gibi birçok plaja yarımadanın merkezinden ulaşım sağlanabilmektedir.Datça yarımadasında yer alan Knidos Antik Kenti, bölgenin en önemli tarihi mekanlarından biridir. Amfi tiyatroları ve Afrodit Tapınağı ile ünlüdür. Antik kent, şimdi harap olan liman, MÖ 4. yüzyılda bir gemicilik kalesiydi. Depremler, fetihler ve yağma Knidos'un harabeye dönüşmesine neden oldu. Knidos'un tepesinden görebileceğiniz eşsiz manzara, tüm stresinizi ve yorgunluğunuzu unutturmaktadır. Zeytin, zeytinyağı, bal ve kuru kekik gibi taze ürünleri satın almadan dönmemelisiniz.Eski adı Dadya olan Eski Datça merkeze çok yakındır. Taş evleri, Arnavut kaldırımlı sokakları bulabileceğiniz bu yer, Can Yücel'in yaşadığı ve şiirlerini yazdığı yerdir. Türkiye'deki yat tatiliniz sırasında Ovabükü, Hayıtbükü ve Kızılbük plajlarını ziyaret etmeden dönmeyin. Mavi denizin tadını çıkarın ve farklı koylarda yüzün, çünkü Mavi yolculuk demek Datça demektir.
Türkiye'nin ünlü Mavi yolculuk yat tatillerinin gözde durağı olan Domuzbükü, sadece tekne ile ulaşılabilen turkuaz renkli şirin bir koydur. Tekneyle Datça'nın güneyindeki kasabaya sadece 50 dakika uzaklıktaki Yunan Simi Adası'na günübirlik bir gezi yapma imkanına sahip olabilirsiniz. Simi, herkes için bir şeyler sunan ve birçok kültürel özelliği olan küçük, güzel bir On iki Adalardan olan Yunan Adasıdır. Güneş Symi'de battığında, deniz kıyısından daha romantik bir yer yoktur. Antik imparatorlukların kalıntılarıyla dolu ve Ege'nin mavisine yansıyan zümrüt yeşili tepelerle dolu Datça yarımadası, Türkiye'nin kıyı şeridinde bir mücevherdir. Bu 50 mil uzunluğundaki sivri uçlu sahil şeridi, Türkiye'nin güneybatısındaki en kusursuz bölgelerden biridir. Efsaneye göre, yarımada Zeus- Gökyüzü ve Işık Tanrısı- yaratıldı ve geniş koyları, geniş zeytinlikleri ve ıssız kumsalları ile kesinlikle böyle bir hikâyeyi hak ediyordu. Son yıllara kadar Türkiye'nin bu köşesine tekne dışında ulaşım neredeyse imkansızdı. Şimdi hala tüm limanlardan biraz uzakta olan, yaz aylarında fazlaca turist ağırlayan bu bölge hala bozulmamış ve eski güzelliğini korumaktadır.
Datça'nın ana kasabası, yarımadanın güneyinde, turizmin tuzaklarından kurtulmuş ve şimdi bir dizi iyi restoran ve kafeye ev sahipliği yapan tarihi bir liman kenti olarak yer almaktadır. Kekik kokulu tepelere çıkın, Eski Datça'yı (Eski Datça) bulacaksınız. Bu şirin köy, son birkaç yılda İstanbul ve Ankara'dan şehre gelen Türkler tarafından, koşuşturmacadan kaçmak ve sahilin doğal güzelliğine kaçmak için ikinci ev satın alan Türkler tarafından yeniden canlandırıldı. Burada, begonvillerle kaplı duvarlar ve minik kafeler ve dükkanlarla çevrili geleneksel bir Akdeniz köyü ile ilişkilendirdiğiniz taşlı sokakların keyfini çıkarabilirsiniz. Datça'nın batı ucunda, bir zamanlar dünyanın en beğenilen akademisyenleri, sağlık görevlileri ve mimarlarının çoğu için bir denizcilik kalesi ve favori noktası olan Knidos'un (Cnidos) antik kalıntıları bulunmaktadır. Ziyaretçiler, bir zamanlar evi olarak adlandırdığı ancak yaklaşık 1000 yıl önce kaybolan ünlü çıplak Afrodit heykelini görmek için çok uzaklardan gelirdi. Bugün görülmeye değer mozaikler, bazilika kemerleri ve denize bakan muhteşem bir tiyatro koleksiyonu görmeniz mümkündür.
İnce Datça sahil şeridi, zona ve çakıllardan güzel yumuşak kumlu alanlara kadar uzanan muhteşem plajlarla doludur. Ancak hepsi Ege Denizi'nin büyüleyici mavisi ile iç içedir ve aralarından seçim yapabileceğiniz o kadar çeşitli koya sahiptir ki, Mavi Yolculuk yaparken seçeceğiniz koy resmen kendi koyunuz gibi olabilir sizden başka kimsenin olmadığı koylarda yüzmenin tadına Mavi Yolculuk ile varabilirsiniz. Yarımadanın Symi, Tilos ve Rhodes gibi Yunan adalarına yakınlığı, Doğu Akdeniz'in çeşitliliğini deneyimleyebileceğiniz bir Yunanistan Mavi yolculuğu ’da tatilinize ekleyebilirsiniz Datça tekne kiralama ya da Datça yat kiralama yaparak Berrak Ege sularında yatınızla salınırken, yılın yorgunluğu atabilir, her dakikasından zevk alacağınız bir tatil geçirebilirsiniz. Datça denilince akla neler gelir hiç düşündünüz mü, Datça deyince temiz hava, masmavi berrak deniz, Ilık esen rüzgarlar ve bükleri gelir ve tabi ki Datça deyince akla eşsiz güzellikteki koyları gelir ve yine Datça deyince akla tabi ki arkeolojik açıdan bir zenginlik olan antik Knidos gelir.
Knidos, Antik Yunan medeniyetlerinden kalma bir antik kenttir, Antik Yunan mimarisi ve Türk Mimarisinin karışımı olan bu bölgeyi görmeden dönmemelisiniz, hatta bu bölgeye karadan ulaşım çok zor ve uğraştırıcı olduğundan Datça Tekne Kiralama ya da Datça Mavi tur ile çok daha kolay ulaşıp, bu bölgeyi inceleme fırsatı edinebilirsiniz. Knidos sonrasında ise Datça’nın ünlü Büklerini görmeniz gerekir Domuz bükü, Hayıtbükü, Bükceğiz, Kargıbükü, Palamutbükü doğal manzaraları ve eşsiz denizleriyle tekne tatilcilerinin göz bebeğidir. Yunan Adalarının yani 12 Adaların başkenti olarak görülen Rhodos adası, bu bölgeye çok yakın mesafede olup, vizeniz var ise kolayca gidebileceğiniz gibi gitmek istemediğiniz takdirde de teknenin güvertesinde izleyebileceğiniz kadar yakındadır. Akşam ışıkları yandığında Rhodos adası bu bölgeden rahatlıkla görülür. Standart tatil anlayışından çıkmak sıra dışı güzellikteki bu yerleri görmek ve doyumsuz bir tatil yaşamak istiyorsanız, Datça tekne kiralama, Datça Mavi Yolculuk ya da Datça yat kiralama yaparak bu güzelliğine doyum olmayan bölgeyi bu seferde denizden gezip, tekne tatilinin tadına varabilirsiniz. Ilık esen akşam rüzgarları eşliğinde güzel bir müzik açıp doğanın, denizin ve Datça’nın keyfine varıp, ülkemizin en nadide bölgesinde tatil yapmanın ayrıcalığına varabilirsiniz. Unutulmaz anılar, harika fotoğraf ve eşsiz bir tatil için Datça’ya gelmelisiniz.